Bu yazı yapay zeka tarafından üretilmiştir!
Bizim gibi kişisel blog tutanlar için yazı yazmak bir kaçış,…
bye bye 2020
Normları yıkan, kendi kurallarını ortaya koyan her anlamda unutulmaz bir yıl oldun, sevgili 2020. Pandemi senin suçun değildi belki ama yapıştı artık üzerine. Hayatımızın her alanına göz ardı edilemez etkilerin oldu, ben ise yakından gözlemleme şansım olan dijitale etkilerinden bahsediyor olacağım.
Bir parantez açarak not düşmek isterim;
Bu süreç içerisinde çok zor şartlarda her şeylerini ortaya koyan sağlık emekçilerine borcumuzu asla ödeyemeyiz. İyi ki varsınız!
Sevgili 2020, yavaş ve derinden ilerleyen değişimi ve (dijital) dönüşümü kaçınılmaz bir son olarak önümüze koydun. Bu noktada bu dijital döneme hazır olanlar (ve az miktarda da olsa hızlıca adapte olabilenler) ayakta kaldı. Peki kimdi bu ayakta kalanlar?
Disruptive innovation ( Yıkıcı Yenilik) ortaya koymuş olanlar. Disruptive innovation; müşterilerin yarın ihtiyacı olacağı teknolojiyi bugunden sağlayan iş modelleri ve teknolojilerdir. Bunun zıttı olan Sustaining innovation ise; müşterilerin mevcut ihtiyaçlarına cevap veren iş modelleridir.
Yıkıcı yenilikçiler ‘Yarınlar’ için hazırlanmaya çok önceden başlamışlardı, ilk başlarda herkes onları gereksiz, fazla niche birer hayal olarak görüyordu belki de. Geleneksel kurumsal rakipleri onları görmezden geldi. Bu dönemde yatırımla ayakta durmaya çalışan yenilikçiler için 2020 malumun ilanının öne çekilmesiydi.
Biz evlere kapandıkça, onların adı daha fazla anılır oldu. İsimleri daha yüksek sesle söylendikçe büyük abileri (geleneksel kurumsal rakipleri) onları taklit etmeye çalıştı ancak ne onlar kadar çevik ne de bu yenilikçi iş modellerine onlar kadar vakıflardı. Ve, olanlar oldu. Yenilikçiler pazardaki paylarını büyütmeye, bir önceki yıla göre performanslarını üssel arttırmaya başladılar.
Beklenen bir başarı değil mi? Hayatımızı bir çok anlamda kolaylaştırdıkları, sürdürülebilir kıldıkları bir yıl yaşamadık mı?
Evlerimize yemek, mutfağımıza erzak, salonumuza spor salonu, çalışma masamıza ofis onlar sayesinde gelmedi mi?
Seneler önce ‘yarınları’ hayal ederek ortaya koydukları vizyon ve yürüdükleri engebeli yoldaki ısrarları için her birine teşekkür ederim.
Umut ediyorum, kurumsallar ve gelenekselciler de mevcut iş modellerinin devamlı dönüşmesi/gelişmesi gerektiği gerçeğini daha iyi anlamışlardır.
Kimdi bu yıkıcı yenilikçiler, aklıma ilk gelen örnekleri paylaşmak isterim sizinle.
Bu dönemde ilk akla gelenler online marketler ve teslimat yapan girişimler (DoorDash, Getir, Lalamove), online eğitim verenler/altyapısı(edtech) sunanlar (Udemy, Teachable), geleneksel firmalara online platform ve araç sağlayan SaaS’ler (Shopify, HubSpot, Wix), uzaktan çalışma araçları (Asana, Slack).
2013 yılında kurulan teslimat girişimi DoorDash, yılın 3. çeyreğinde $879 m ciroya ulaşarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık 4 kat büyüme gösterdi (2019 Q3: $239m)
Amerika onlar sayesinde evlerine yemek söyleyebildi, restaurantlar bir nebze de olsa nefes alabildi.
Çay demleninceye kadar evdeki eksik kahvaltılıkları Getir sayesinde söyledik oturduğumuz yerden evlerimize.
2020’ye $38m yatırım ile başlayan başarılı girişimlerimizden Getir bu dönemde 2 milyon kullanıcıyı aştı. Eve kapanma döneminde anlık siparişleride 4 kata kadar bir artış gören girişim yıl geneline bakıldığında ise bir önceki yılın iki katı kadar sipariş ile yılı tamamlıyor. (kaynak)
Pandemi öncesinde Getir’in yarattığı değer ile büyümeye devam edeceğine inandığımı belirtmiştim, dönüşen tüketim alışkanlıklarımız ile tahmin edilenden hızlı bir büyüme gerçekleşiyor. Tek şanssızlık bu sürecin Getir’in yurt dışına açılışını geciktirmiş olması. 2021’de İngiltere açılımı ile o pazarda da benzer bir başarının gelmesini bekliyorum.
Udemy, kurs kayıtlarında %425’lik bir artış olduğunu açıkladı. Onunla birlikte yeni skiller öğrendik, pandemi döneminde kişisel gelişim adına bize ışık oldu.
Teachable, bir önceki yıla göre cirosal olarak 10 kat büyüdü. Yüzlerce içerik üreticisi kendi yetkinlikleri üzerinden para kazanabildi ve biz onların bilgilerine erişebildik.
Asana, bir onceki yıla göre cirosunu %70 arttırdı ve IPO gerçekleştirerek
4.703B market cap değerine ulaştı. Evden çalışırken proje/iş yönetim süreçlerini takip edebildik.
Slack, sizlerin de bildiği gibi $27B ‘a Salesforce tarafından satın alındı. Biz de sayesinde iş arkadaşlarımızla iletişimimizi uzaktan da sürdürebildik.
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama ana fikri anladınız 🙂 Bu değişimleri görüp yola erken çıkanların başarılarına başarı kattıgı bir yıl oldu 2020.
Kurumsal şirketler de mutlaka mevcut iş modellerini nasıl dijitalleştirebilecekleri/dönüştürebilecekleri üzerine kafa yormak ve yatırım yapmak zorundalar.
Kurumsal hayattaki en iyi örneklerden birinden, bizden, bahsetmek istiyorum son olarak. 🙂 Philip Morris Türkiye olarak 4 yıl önce başladığımız B2B iş yapış şeklimizi dijitalleştirme insiyatiflerimiz, online sipariş ve dijital aktivasyon, sayesinde bu dönemde de sürdürülebilir bir iş yapış modeline sahiptik. 🙂
Bugünü düşünerek yarın başarılı olamazsınız. Yarını hayal etmek hatta şekillendirmek zorundasınız.
Dijitalleşme ve dijital dönüşümün tüm kurumlar tarafından daha iyi anlaşıldığı ve ülke olarak daha fazla Disruptive Innovation çıkarabildiğimiz bir yıl olması dileklerimle, hoşgeldin 2021.
Nice sağlıklı senelere.
Yazılarım mail olarak size ulaşsın isterseniz;
